SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

MESACİD BAHSİ

<< 635 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

215 - (635) وحدثنا هداب بن خالد الأزدي. حدثنا همام بن يحيى. حدثني أبو جمرة الضبعي عن أبي بكر، عن أبيه؛ أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال "من صلى البردين دخل الجنة".

 

[ش (من صلى البردين) أي من صلى صلاة الفجر والعصر. لأنهما في بردي النهار، أي طرفيه، حين يطيب الهواء وتذهب سورة الحر. وقال في الفائق: هما الغداة والعشي، لطيب الهواء وبرده فيهما].

 

{215}

Bize Heddâb b. Hâlid El-Ezdi rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmâm b. Yahya rivayet etti. (Dediki): Bana Ebu Cemrete'd-Dubai, Ebu Bekir'den, o da babasından naklen rivayet ettiki, Resulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :

 

«Her kim iki serinlik namazını kılarsa; cennete girdi demekdir.» buyurmuşlar.

 

 

(635) حدثنا ابن أبي عمر. حدثنا بشر بن السري. ح قال وحدثنا ابن خراش. حدثنا عمرو بن عاصم. قالا جميعا: حدثنا همام، بهذا الإسناد. ونسبا أبا بكر فقالا: ابن أبي موسى.

 

{….}

Bize İbni Ebî Ömer rivayet etti. (Dediki) : Bize Bişr b. Seriy rivayet etti. H.

Bize İbni Hırâs dahî rivayet etti. (Dediki) : Bize Amr b. Asım rivayet etti. Bunlar toptan: Bize Hemmâm bu isnâdla rivayet etti, demişler; Ebu Bekir'in nesebini de bildirerek «Ebu Bekir b. Ebî Mûsâ» demişlerdir.

 

 

İzah:

Bu hadîsi Buhârî  «Mevâkîtü's - Salât» bahsinde tahrîc etmişdir.

 

İki serinlik namazından murâd sabah ve ikindi namazlarıdır. Kurtubî bir çok ulemânın buna kaail olduklarını; söylemişdir. Bunlara serinlik namazı denilmesi; serin zamanlarda kılındıkları içindir.

 

Ebu Ubeyde 'den bir rivayete göre serinlik namazlarından murâd: Sabah, ikindi ve akşam'dır. Ancak bu kavil söz götürür. Çünkü hadîsde mezkûr namazlar tesniye sıygası ile bildirilmişlerdir. Tesniyenin hassaten ikiye delâlet ettiği ma'lûmdur. Ulemâdan, Ebu Ubeyde'-nin kavline iştirak eden bulunmamışdır.

 

Kazzâz, Ebu Ubeyde 'nin içtihâdda bulunarak mezkûr iki vaktin büyük fâidelerinden dolayı başkalarından ayrıldığına kaail olduğunu söylemiş ve onun : «Allah Teâlâ, kullarını ilk defa îmâna davet ettiği vakit bu namazı kim kılarsa onu cennete koyacağını bildirmiş; bu hadîsle de akşam namazı ile birlikde, sabah ve ikindi namazlarını da kılanları müjdelemiştir. Bu hâl tâ İsrâ gecesine kadar devam etmiş, o gece nesh edilmişdir...» demek istediğini bildirmişdir. Fakat Ebu Ubeyde 'nin sözü bir kaç vecihden dolayı kabul edilmemişdir.

 

1) Hadîsin râvîsi Ebu Mûsâ, bu hadîsi islâmın intişârından sonra işitmişdir. Gerek kendisi gerekse sair ashâbı kiram mânânın mezkûr namazları kılan herkese şâmil olduğunu anlamışlardır. Hâlbuki Hz. Ebu Ubeydenin kavline göre mânâ yalnız bu namazları kılanlara mahsûsdur. Bütün îmân edenlere şümulü yokdur. Sonradan nesh edilmiş; îmân eden herkesin cennete gireceği bildirilmişdir.

 

2) Faziletler yâni sevabına yapılan ibâdetler nesh edilmezler.

 

3) Hadîs-i şerîf bir şart ve cevap cümlesinden ibarettir. Binaenaleyh her kim şartı îfâ ederse meşruta hak kazanır. Çünkü şart kelimesi umum bildiren kelimelerdendir. Burada şart, serinlik namazlarını kılmak; meşrut da cennete girmekdir. Şimdi: Öyle ise serinlik namazlarını kılmayanlar cennete girmiyecek demekdir.» şeklinde bir suâl hatıra gelebilir.

 

Cevap: Bu mânâ, hadîsin mefhûm-u muhalifinden çıkabilir. Hanefîler'e göre mefhûm-u muhalif, hüccet değildir. Bir de hadîs-i şerif de: «Cennete girdi demekdir.» buyurulması yüzde yüz değil ekseriyet îtibâri iledir. Zira ekseriyetle sabah ve ikindi namazlarını kılanlar, namaza münâfî olan münkerât ve fuhşiyâtdan vazgeçerler. Zâten namaz İnsanı bunlardan men'eder.

 

Bu hadîsden murâd: «Sabah ve ikindi namazlarını kılmaya devam edenler netîce îtibâri ile günün birinde mutlaka cennete gireceklerdir.» mânâsı da olabilir. Cennete girmeyi mezkûr iki namaza tahsîs etmek, onların son derece şerefli olmalarındandır. Yukarıda da beyân edildiği vecihle bu namazlarda melekler de toplanarak hazır bulundukları için, onları cemaatla kılmaya hassaten teşvik ve terğîb buyurulmuşdur.

 

Buradaki şart cümlesinin cevâbı, esâs îtibârı ile muzâri olacakdı yâni : «Her kim serinlik namazlarını kılarsa cennete girer.» denilecekdi. Bu asıldan rücû' ederek şartın cevâbında: «Cennete girdi demekdir.» buyurulması bu işin yüzde yüz olacağını te'kîd içindir.